Ergenlik Döneminde Ebeveyn Yaklaşımı
Ergenlik dönemi, çocukluk ve yetişkinlik dönemi arasında köprü görevi gören, birçok değişimin birlikte yaşandığı ve gelişimi de beraberinde getiren bir geçiş dönemidir.
Klinik Psikolog Tuğba KOÇ
7/14/20243 min read


Ergenlik Döneminde Ebeveyn Yaklaşımı
Ergenlik dönemi, çocukluk ve yetişkinlik dönemi arasında köprü görevi gören, birçok değişimin birlikte yaşandığı ve gelişimi de beraberinde getiren bir geçiş dönemidir.
Bu dönem 12-20’li yaşar arasını kapsamaktadır. Hızlı bir gelişim ve değişimi beraberinde getiren bu dönem, ailelerin paniğe kapılmasına neden olabilir.
Önceden ailesiyle çok fazla vakit geçiren ergen bireylerin odak noktası akran ilişkiler ve romantik ilişkiler olmaya başlar. Ailesiyle ortak etkinliklerden ziyade arkadaşlarıyla vakit geçirmek isteyen bireye karşı anlayışlı olunmalıdır. Ebeveyn olarak çocuğun akran ilişkilerini kısıtlamaya çalışmak bireyin sosyal gelişimini büyük ölçüde zedeler.
Bu dönemde özellikle kimlik arayışının yoğun olması nedeniyle hızlı fikir değişiklikleri ve farklı etkinliklere katılma isteği artar.
Kendisine ben kimim, neden bu dünyadayım, ne işe yarıyorum gibi sorular sormaya başlayan birey, geleceği ve planları hakkında sürekli düşünmeye başlar.
Bu süreçte ebeveyn olarak, ergen bireylerin ders dışı etkinliklere katılmak istemelerini normal karşılamalı ve bu etkinliklere katılmaları için onları desteklemek gerekmektedir. Ders dışı faaliyetlere katılıyor olmak hem fiziksel hem ruh sağlıkları açısından kıymetlidir.
Ergen bireyler, kendilerini yetişkin olarak tanımlamaktan çok hoşlansalar da aslında hem yasal anlamda hem de gelişimsel anlamda tam olarak yetişkin sayılmazlar.
Özerklik kazanmak ve aileden bağımsızlaşma istekleri yoğun olabilir. Buna rağmen ebeveynlerinin varlığına ve denetimine hala ihtiyaç duyarlar. Bu nedenledir ki aileler, ergen bireyin özerklik kazanması için öncülük ederken sınır ve kuralları da korumalıdır.
Bu dönemde ergen bireyler, farklı istek ve fikirlerle ebeveynlerin sınırlarını zorlamaya çalışabilir. Ebeveynlerin mutlaka bu istek ve fikirleri dinlemesi gerekir. Deneyimli olan ebeveynler, bu isteklerin doğru ve yanlış yönlerini içten ve samimi bir dil ile çocuklarına aktarmalıdır. Eğer bu istekleri onaylamıyorsanız, onaylamadığınızı dile getirebilirsiniz ancak karar yine de çocuğun sorumluluğuna bırakılmalıdır. Çünkü her isteğine itiraz edildiğini gören ergen birey, isteklerini gizli gizli yerine getirmeye çalışabilir.
Kendisini büyümüş ve yetişkin olarak hisseden çocuğunuza mutlaka sorumluluk vermeye çalışın.
Evin ihtiyaçları ve günlük işlerde yardımını isteyin. Yerine getirilmesi gereken sorumluluklarda mutlaka onun da tercih ve fikirlerini dinleyin. Bu hem çocuğunuzun yüksek sorumluluk bilincinin gelişmesi açısından hem de fikirleri dinlendiği için kendisinin önemli bir yere sahip olduğunu görmesi açısından faydalı olacaktır.
Bu yılların deneme ve yanılma yılları olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle özellikle madde kullanımı ve riskli davranışlar konusunda çocuklarınızı bilgilendirin. Evdeki düzen ve kurallar hakkında mutlaka konuşun. Bu kurallara uymasının neden gerekli olduğunu açıklayın. Çocuğunuzla kurduğunuz iletişimin güvene dayalı olması hem ebeveyn hem çocuk açısından çok önemlidir. Bu nedenle çocuğun mahremiyetine ve davranışlarına müdahaleci bir yaklaşım tarzı benimsemeyin. Ona güvendiğinizi mutlaka hem davranışlarınızla hem de sözel olarak hissettirmeye çalışın.
Gelişimsel bir dönem olan ergenlik dönemi, akademik hayata denk gelmesi sebebiyle bu süreçte okul ve sınavlarıyla ilgili bazı sorunlar yaşayabilirler. Bu sorunlar nedeniyle çocuğa suçlayıcı bir tavır sergilemekten kaçınarak sorunu birlikte çözmeye odaklanın. Özellikle diğerlerinin akademik başarılarıyla kıyaslamaktan kaçının. Elinden geleni yapıyor olmasının kıymetli olduğunu fark edin ve bunu sözlü olarak çocuklarınıza da hatırlatın. Kendi içinde başarıya ulaştığı noktaları mutlaka takdir edin ve diğerleri kadar iyi olmasını beklemeyin.
Unutmayın! ‘’Mükemmel ebeveynlik yoktur, mükemmel çocuk da yoktur.’’