Ergen Bireylerde Psikolojik Süreç

Ergenlik dönemi, insan hayatının en önemli geçiş evresidir

Klinik Psikolog Tuğba KOÇ

7/14/20244 min read

Ergen Bireylerde Psikolojik Süreç

Ergenlik dönemi, insan hayatının en önemli geçiş evresidir

Bu geçiş evresinde ki duygusal tepkiler ve değişimler evrensel olmakla birlikte kişinin kaç yaşında ergenliğe gireceği ve bu süreci nasıl geçireceği, ne zaman sonlanacağı tamamen kişiseldir. Bu geçiş evresinin nasıl şekilleneceği çocuğun içinde yetiştiği aile, arkadaş çevresi, okulu, sosyal çevresi, çocukluk yaşantısı, yetiştirilme tarzı ile yakından ilişkilidir.

Ayrıca bu dönem, kişiliğin de oturmaya başladığı, hayata bakış açılarında özellikle aileden farklı düşüncelerin geliştiği ve ruhsal gelişimin hızla şekillendiği bir dönemdir.

Tüm bu süreçte ergen birey ego kimliğini oluşturmaya çalışır

Çok fazla düşünce akışı olan ergen birey, çoğu zaman kimlik bunalımı yaşayabilir. Bu kimlik bunalımı daha çok ben kimim, neden bu dünyada varım, hangi mesleği yapacağım, cinsel kimliğim ne durumda gibi meselelerle ilgilidir. Kimlik bunalımı, her ne kadar olumsuz gibi görünse de aslında ergenlik döneminde yaşanması ve çözüme kavuşturulması gereken doğal bir süreçtir. Bu süreçte birey sürekli olarak başkalarının gözünde nasıl göründüğünü, nasıl biri olduğunu, diğerleri tarafından ve kendi tarafından nasıl algılandığı üzerine yoğun bir düşünce içeriğine sahip olur.

Ergenlik dönemi, zihinsel kapasite anlamında hızlı bir gelişim gösterir ve neden sonuç ilişkileri, soyut düşünebilme yeteneği arttığı için kimlik bunalımının çözümünde ergen bireye zemin hazırlar. Ayrıca ansızın ortaya çıkan bedensel değişimler de ergen bireyi hazırlıksız yakalar ve bazen kendine yabancılaşma duyguları yaşanabilir. Sürekli olarak aynada ki görüntüsünü inceler, bedeninde kusur olarak algıladığı bir kısım gördüğünde paniğe kapılır, kendini beğenmemeye başlar.

Tüm bunların yanı sıra birey kimlik duygusu da geliştirmeye çalışır. Duygu ve düşüncelerinin tutarlı ve sağlam bir yapıya geçmesi için sosyal ortamlarda kendini sınamaya başlar. Yeterince beğenilmek, onay almak, arkadaşları ve karşı cins tarafından istenir olmak, sevilmek, aranan kişi olmak, önemsenmek gibi gereksinimleri vardır.

Roller açısından da sürekli kendini sınama ve sınırlarını görme eğilimindedirler

Bu roller hem mesleki gelişim hem de yaşamın diğer alanları için geçerlidir. Hayatında hiçbir amacı olmayan, mesleki ya da ileriye dönük planı olmayan ve kendisine hiçbir rol biçmeyen bir gencin durumu kaygı vericidir. Aynı şekilde tüm amacı ders çalışmak olan ve sosyal ortamlarda kendine rol biçmemiş ve yaşıtlarıyla olumlu ilişkiler kurmayan birinin durumu da kaygı vericidir.

Ergenlik döneminde en önemli gelişimsel görev ‘’bağımsızlaşma’’dır

Ergen birey, ailesinden belli ölçüde uzaklaşarak arkadaş çevresine yakınlaşma eğilimindedir. Daha çok dışarda ailesi olmadan vakit geçirmeyi tercih eder, bu duruma alışkın olmayan ebeveynler paniğe kapılıp aşırı kısıtılayıcı davrandığı zaman ergen bireylerde öfke patlamaları görülebilir.

Bağımsızlaşma sürecinde ebeveynleri tarafından engellenmiş hisseden birey, ailesine karşı öfke ve aşırı alınganlık gösterebilir. Kendi rol ve sınırlarını bilmek isteyen gençliğe adım atan birey, tamamen ailesinden kopmuş değildir. Bağımsızlaşma sürecinde ailesinin desteğini de hissetme ihtiyacı vardır. Dışarda sınırlarını ve rollerini test eden ergen birey, kimi zaman başarılı kimi zaman başarısız olur, bu anlamda yaşadığı hayal kırıklarında ilk destek almak isteyeceği kişiler ailesi olacaktır.

Bireyleşme sürecinden geçen ergen birey, çocukluk ideallerini ve gerçekçi olmayan hayallerini geride bırakarak kendisi için daha gerçekçi olan hedefler koymaya başlar

Koyduğu hedefler ulaşılabilirlik açısından ne kadar gerçekçiyse özgüven gelişimi de o denli yüksek olacaktır. İstekleri ve hedefleri doğrultusunda çalışarak başardığını gören bireyin özgüveni artar. Kendisine yüksek standartlar koyan, duruma uygun gerçekçiliği olmayan hayaller peşinde koşan ve bu hedefler uğrunda çalışmayan ya da çalışsa bile başarılı olamadığını gören birey, yoğun bir özgüven eksikliği hissetmeye başlar.

Bireyleşme süreci aynı zamanda sorumluluk almayı da beraberinde getirir. Bu nedenle belli konularda sorumluluk almak ve bu sorumlulukları yerine getirebildiğini görmek ergen bireyin kendine olan güveninini artırır.

Özetle;

Bireyleşme sürecini tamamlayan, sorumluluk alan, sosyal ortamlarda kendine yer edinebilen, kimlik bunalımını çözümleyip sağlam bir kimlik duygusu geliştiren bireyler, yaşamın her alanında daha sağlıklı ilişkiler kurabilir ve sürdürebilir. Çatışmaları çözümleyen, geçmişin iyi ve kötü yönleriyle barışan bireylerin hem ergenlik döneminde hem de ileri yaşantısında psikolojik sağlıkları olumlu bir seyir izler.