Ergen Bireylerde Öfke
Ergenlik, çocukluk döneminin bitişiyle başlayan ve erişkinliğe kadar geçen süreyi ifade etmektedir
Klinik Psikolog Tuğba KOÇ
7/14/20243 min read


Ergen Bireylerde Öfke
Ergenlik, çocukluk döneminin bitişiyle başlayan ve erişkinliğe kadar geçen süreyi ifade etmektedir
Oldukça uzun ve dengeli bir süreç olan çocukluk döneminden sonra aniden ortaya çıkan dengesiz ve düzensiz olan ergenlik dönemi, yaşanılması oldukça zor bir evre olabilmektedir. Eğer ergenlik döneminde ergen bireyin gereksinimleri karşılanmazsa ya da bu gereksinimler doğrultusunda yeterli doyumu elde edemezse, kendini ifade edebilmenin yollarını arar. Bu ifade yollarından bir tanesi de öfke duygusudur. Öfke, insanların doğuştan sahip olduğu, ilk çocukluk döneminden itibaren kendini göstermeye başlayan ve oldukça doğal bir duygudur.
Bu nedenle öfke duygusu uygun yollarla ortaya çıkarılmazsa, ergen bireylerde bazı psikolojik, fizyolojik ya da sosyal problemlere neden olabilir. Öfke duygusu, her ne kadar olumsuz bir duygu olarak düşünülse de uygun bir şekilde ortaya çıktığında oldukça işlevsel bir duygudur. Bu noktada önemli olan mesele, öfke duygusunun nasıl ifade edildiğiyle ilgilidir.
Peki ergenlik döneminde yoğun öfke ve uygunsuz öfke davranışları görülmesinin sebebi nedir?
Ergenlik, özerklik ve bireyselleşme gibi birçok ihtiyacın doğduğu bir dönemdir. Bu dönemde beklentilerinin karşılanamaması, temel ihtiyaçların giderilememesi veya doyum sağlanamaması beraberinde engellenmişlik hissi getirerek ergen bireyin uygunsuz öfke davranışları göstermesine neden olabilir.
Sayılan bu nedenlerin beraberinde öfke duygusu yaşanması çok doğaldır ancak öfkenin uygunsuz ifade edilmesi, ergen bireyin bazı problemler yaşamasına neden olabilir. Ergen bireyin etrafındakilere karşı öfkesini sürekli olarak uygunsuz bir şekilde ifade etmesi sonucunda diğerleri ondan uzaklaşmayı tercih edebilir. Bu durum ergen bireyde düşük benlik saygısına yol açarak kişilerarası ilişkilerinde ve aile içinde çatışmalar yaşamasına neden olabilir. Tüm bunların sonucunda ergen birey büyük bir suçluluk duygusu yaşayabilir.
Peki öfke duygusu hangi durumlarda uygunsuz olarak yansıtılmış olur?
Öfke duygusu yaşayan birey bunun bir sonucu olarak sözel ya da fiziksel olarak saldırgan davranışlar sergileyebilir. Fiziksel saldırganlık durumunda insanlara, hayvanlara, nesnelere zarar verme ve şiddet gösterme davranışları söz konusudur.
Örneğin: Vurma, tekmeleme, tokat atma, itme, sert bir cisimle vurma, kapı çarpma, eşyaları fırlatma gibi durumlar vardır. Sözel saldırganlıkta ise kelimeler aracılığıyla diğerlerine zarar verme durumu söz konusudur. Örneğin: tehdit etme, alay etme, bağırma, dedikodu yaymak, sözel olarak sataşmak gibi. Özetle öfke, kızgın hisseden birisi tarafından gösterilen doğal bir duygu durumuyken saldırganlık ise hissedilen kızgınlık ve öfke duygusunun uygunsuz olarak yansıtılmasıdır.
Öfke kontrolünü sağlamak ve öfke duygusunu uygun bir şekilde ifade edebilmek için öncelikle öfkenin özelliklerini ve öfkenin asıl kaynağını bilmek gerekir. Öfke duygusu, engellenme ve haksızlığa uğrama gibi çeşitli durumlarda, ani bir şekilde ortaya çıkar. Bu nedenle öfkenin bastırılması ya da anında ortaya çıkarılması çok sağlıklı olmayacaktır.
Öfkeyi yansıtmadan önce öfkeye neden olan durumları iyice analiz etmek ve anlamak önemlidir. Bu nedenle öfkelenildiğinde dur, düşün, harekete geç tekniği oldukça işe yarar. Bu teknik sayesinde öfke yaşandığı sırada güvenli bir alan seçerek ya da derin bir nefes alarak durumu baştan sona değerlendirmek oldukça önemlidir. Durup düşündükten sonra harekete geçildiğinde yansıtılan öfke duygusu da o kadar uygun ve işlevsel olacaktır. Alternatif davranışların neler olabileceği üzerine düşünmekte iyi olacaktır.
Öfke duygusunu, saldırgan davranışla yansıtmak yerine başka nelerin yapılabileceği değerlendirilmelidir. Birisine fiziksel ya da sözel olarak zarar vereceğinizi düşünüyorsanız, ortamdan ve kişiden uzaklaşmak o an için daha işlevsel olacaktır. Öfkenin uygunsuz yansıtılması sonucunda haklı konumdan haksız konuma düşme ihtimalinin çok yüksek olduğunu da unutmamak gerekir. Bunun sonucunda da öfke iyice artarak bir kısır döngüye girer, hem kişiye hem de çevresindekilere zarar verir. Öfkenin uygunsuz yansıtılması anlaşılacağı üzere sadece karşı tarafa değil davranışı sergileyen kişiye de oldukça zarar verir.
Öfkesini uygunsuz yansıtan ergen birey, yoğun suçluluk ve mutsuzluk duyguları hissedebilir. Bu anlamda ebeveynlerin de ergen bireyin öfke duygusunu işlevsel ve yararlı bir şekilde nasıl yansıtacağını anlatması gerekir. Ayrıca ergen bireyin yoğun öfke yaşamasına neden olacak davranışlarda bulunulmamaları gerekir. Örneğin: aşırı eleştirellik, katı otoriter tutum, arkadaşlarıyla ilgili sürekli olumsuz söylemlerde bulunmak gibi durumlar ergen bireyin yoğun ve baş edilemez öfke duyguları yaşamasına neden olabilir.