Çocuklarda Sevilen Birinin Ölümü ve Yas Süreci
Ölüm kavramı, ergenler ve yetişkinler için soyut bir kavramken çocuklar için daha somut bir kavramdır
Klinik Psikolog Tuğba KOÇ
7/14/20242 min read


Çocuklarda Sevilen Birinin Ölümü ve Yas Süreci
Ölüm kavramı, ergenler ve yetişkinler için soyut bir kavramken çocuklar için daha somut bir kavramdır
Ölüm, yaşamın doğal süreçlerinden birisi olması nedeniyle her birey hayatının bazı dönemlerinde sevilen birinin kaybı ile karşı karşıya kalabilir. Bu kayıp veya kayıplar karşısında bireylerin nasıl bir yas süreci geçireceği farklılık gösterebilir.
Ölüm kavramı, ergenler ve yetişkinler için soyut bir kavramken çocuklar için daha somut bir kavramdır. Çocukluk döneminde olan bireyler, birincil bakım ihtiyaçları ve güvenli üs açısından diğerlerinin varlığına daha fazla ihtiyaç duyar. Bu nedenle sevilen birinin kaybı, çocuklar açısından yıkıcı etkileri olan acı verici bir deneyimdir. Peki sevilen birinin kaybıyla karşı karşıya kalan çocuklar yas sürecini nasıl yaşarlar?
Yas, bireysel ve kişiye özgü bir süreçtir.
Çocukluk çağı içinde farklı gelişim dönemlerinde farklı şekillerde yaşanması mümkündür. Sevilen birinin kaybı ile karşı karşıya kalan çocuklarda fiziksel, duygusal, bilişsel ve davranışsal boyutlarda birtakım değişiklikler görülebilir. Ölüm kavramı geri dönüşü olmayan, süreklilik içeren bir kavramdır. 2-3 yaş civarında olan çocuklar bu sürekliliği olan geri dönülmezlik durumunu kavrayamaz.
Çocuk, 4-5 yaşlarına geldiğinde zaman kavramlarını anlamaya başlar. 4-5 yaş öncesi çocuklar genelde ölen kişinin yaşamını başka yerlerde sürdürdüğünü ve belli bir süre sonra geri geleceğini düşünebilir. Peki sevdiği birinin ölümüyle karşı karşıya kalan ve yas sürecinde olan çocuklara yaklaşım nasıl olmalıdır? Sevilen kişinin kaybı çocuklara nasıl anlatılmalıdır?
Peki sevdiği birinin ölümüyle karşı karşıya kalan ve yas sürecinde olan çocuklara yaklaşım nasıl olmalıdır? Sevilen kişinin kaybı çocuklara nasıl anlatılmalıdır?
Çocuklara ölüm kavramını anlatacak olan kişinin çocuğa en yakın sosyal desteği sağlayan kişi olması kritik bir öneme sahiptir. Eğer ebeveynleri hayattaysa onların anlatması çok daha uygun olacaktır. Ebeveynleri hayatta değilse çocuğa birincil bakım verenin anlatması gerekir. Genellikle çocukların ölüm karşısında yetişkinler kadar üzülmediklerine dair yanlış bir inanış söz konusudur ve bu yanılgıya kapılmamak gerekir.
Ölüm kavramını çocuğa anlatırken ‘’o artık bulutlarda yaşıyor, uzun bir seyahate çıktı, Allah onu yanına aldı’’ gibi yanlış kalıplar kullanılmamalıdır. Bu kalıpların kullanılması çocuklarda kaybettikleri kişinin geri döneceğine dair yanlış bir inanış uyandırabilir.
Çocuğa sevdiği kişinin nasıl öldüğünü dürüstçe anlatmak gerekir. Bu anlatımın çocuğun bilişsel ve gelişimsel dönemine uygun bir şekilde olması gerekir. Çocuğun sevdiği kişinin kaybıyla ilgili sorduğu sorulara geçiştirmeden cevap verilmelidir. Sorulan sorular dışına çıkmadan cevap vermeye özen gösterilmelidir çünkü fazlasını anlatmak çocukta kafa karışıklığına neden olabilir. Eğer bu konuda nasıl yaklaşılması gerektiği bilinmiyorsa uzmanlardan yardım alınmalıdır.