Bipolar (İki Uçlu Duygu Durum Bozukluğu)
Bipolar dünyada her 100 kişiden 2-4 kişiyi etkileyen bir rahatsızlıktır
Klinik Psikolog Tuğba KOÇ
7/14/20243 min read


Bipolar (İki Uçlu Duygu Durum Bozukluğu)
Bipolar dünyada her 100 kişiden 2-4 kişiyi etkileyen bir rahatsızlıktır
Duygu durum bozuklukları arasında yer alan bipolar bozukluğu diğer rahatsızlıklardan ayırt eden tablo manik dönemdir. Bu rahatsızlığı yaşayan bireylerin duygu durumunda genellikle aşırı enerji yükselmesinden çöküşe doğru ve sonrasında yine enerji yükselmeleri ile kendini gösteren bir tablo görülür.
Bipolar rahatsızlığı olan bireylerde mani, hipomani ve majör depresyon atakları görülebilir
Bipolar tanısı için bireyin hayatının bir döneminde en az bir kere manik atak geçirmiş olması gerekmektedir. Bunun dışında depresif ve manik ataklar aynı anda görülebilir. Bu atakların ne zaman geleceğini önceden tahmin etmek mümkün değildir ancak 1-2 gün önceden sinyallerini vermeye başlayabilir. Bu ataklar yıllar sonra tekrar ortaya çıkabileceği gibi 1 yıl içerisinde birkaç atak görülebilir.
Manik atak, genellikle mutlu ruh haliyle karıştırılır ancak bu dönemde mutluluktan ziyade durumla ilgisi olmayan yükselmiş bir enerji söz konusudur.
Manik atak sırasında bireylerde konuşma miktarında artış, basınçlı konuşma (karşı tarafın konuşmasına fırsat bırakmayacak derecede), fiziksel enerjide artış, uyku ihtiyacında azalma, düşünce içeriğinde artış, kontrolsüz ekonomik eylemler (riskli işler kurma, çok harcama yapma), kontrolsüz cinsel ilişkiler, dikkat ve konsantrasyon problemleri, kontrol edilemeyen ve anlam verilemeyen heyecan durumu yaşanabilmektedir. Hipomani ise manik dönemde yaşananan durumların daha yumuşak halidir.
Bu nedenle hipomani döneminde olan birey, artmış enerji halinden memnundur ve bu durum kişi için ikincil kazanç haline gelebilir. Mani atağında olan birey kendisini çok belli ederken hipomani atağı geçiren birisi bunu fark etmeyebilir. Bu nedenle hipomani atakları geçiren kişiler çoğunlukla hastaneye başvurmazlar. Majör depresyon atağında ise kişi o yükselmiş enerjiden bir anda çöküşe geçer ve yüksek enerjinin yerini mutsuzluk, umutsuzluk, suçluluk ve pişmanlık duyguları, yaşamdan alınan keyfin azalması, yataktan çıkamayacak kadar yorgun hissetme, günlük işleri yerine getirmede zorluklar, öz bakımda azalma, intihar ve ölüm düşüncüleri gibi belirtiler görülebilir. Bu nedenle bipolar rahatsızlığı olan kişilerin daha çok depresyon ataklarında hastaneye başvurdukları görülür.
Bipolar genetik yükü fazla olan bir rahatsızlıktır
Ataklar neredeyse her zaman tekrarlar ve yaşam boyu belli dönemlerde tekrar ortaya çıkar. Bu nedenle bipolar rahatsızlığı olan bireylerde ilaç kullanımı birincil öneme sahiptir. İlaç kullanımı mutlaka doktor kontrolünde olmalıdır, ilaca başlarken ve ilacı bırakırken doktor kontrolünde ilerliyor olmak önemlidir.
Bipolar bazen mevsimsel özellikler gösterebilmektedir.
Manik dönem genellikle ilk bahar ve yaz aylarında ortaya çıkarken depresyon atakları kış mevsiminde ortaya çıkabilir. Bu nedenle bipolar rahatsızlığı olan bireylerin ve bu bireylerin aileleri duruma hazırlıklı olmaları ve ataklar gelmeden önlem almaları, doktora başvurmaları gerekir. Bu dönemlerde atağın geldiğini anlamanıza yardımcı olacak bazı belirtiler vardır bunlar; Uyku düzeninde bozulmalar, kolayca öfkelenmek, düşünce uçuşması, aşırı konuşkanlık, riskli davranışlar ve iştah düzeyinde değişimler bu belirtiler arasındadır.
Hastalık dönemi öncesinde bu uyarıcı belirtiler varsa bu durumu çevrenizde güvendiğiniz kişilerle paylaşmanız da önemlidir, bu sayede siz fark etmeseniz bile atağınızın geldiğini fark eden yakınlarınızın olması hastalık açısından koruyucu bir faktör olacaktır.
Bipolar rahatsızlığı olan bireyler için aile desteği çok önemlidir
Hastaların, yaşadıkları durumları ailesiyle paylaşması ve onların desteğini alıyor olması çok kıymetli bir yere sahiptir. Hastaların ataklar tekrarlamaması ya da atakların çok ağır geçmemesi için alabilecekleri bazı koruyucu önlemler bulunmaktadır bunlar; düzenli egzersiz ve beslenme, iş ve ev stres düzeyini azaltmak, alkol ve madde kullanımından uzaklaşmak, uyku kalitesine ve düzenine dikkat etmek, stresle baş etmeyi öğrenmek atakların tetiklenmesinin önüne geçebilir.